ARKADAŞLARIMA SİZ DE KATILIN

EĞİTİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EĞİTİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Nisan 2014 Pazartesi

ZİHNİ ÖZGÜR BIRAKMAK…



George Dantzig anlatıyor: Berkeley’de California Üniversitesi Matematik Bölümü Öğrencisiydim. Her zaman ki gibi sınıfa geç girdim ve tahtadaki iki soruyu ev ödevi sanarak defterime geçirdim. O akşam, soruların üzerinde çalışırken bunun profesörün verdiği en zor ödev olduğunu düşündüm. Her gece, başaramasam da sırasıyla her iki problemin üzerinde saatlerce çalıştım. Birkaç saat sonra beynimde bir şimşek çaktı ve her iki problemi birden çözdüm. Ertesi gün cevapları okula götürdüm.Profesör, masanın üzerine bırakmamı söyledi. Masanın üzerinde kağıttan bir tepe oluşmuştu. Benim kağıdımın bunların arasında kaynayacağını düşünüp bir sıraya üzgünce oturdum. Altı hafta sonra bir Pazar sabahı kapının vurulmasıyla uyandım. Kapıda profesörü görünce dondum kaldım. ‘George! George!’ diye bağırıyordu.’Problemi çözmüşsün’ dedi. ‘Tabiiki’ diye cevap verdim.’Çözmem gerekmiyor muydu?’ diye sordum.
Profesör, tahtaya yazılmış olan o iki problemin ev ödevi olmadığını, dünyanın önde gelen matematikçilerinin şimdiye kadar çözememiş oldukları iki ünlü problem olduğunu açıkladı. Birisi bana onların, iki ünlü çözülememiş iki problem olduğunu söyleseydi, sanırım onları çözmeyi denemezdim bile

7 Nisan 2014 Pazartesi

GÜNÜN SÖZÜ




Güneşiniz neyse;
Dünyanız onun etrafında döner

31 Mart 2014 Pazartesi

...







Genç bir adam ceza evini boylamak üzereymiş. Yargıç onu çocukluğundan beri tanıyormuş ve ünlü bir yazar olan babasıyla da tanışıyormuş. Sulh yargıcı,
-“Babanı hatırlıyor musun?” diye sormuş.
Bu soruya
-“Onu oldukça iyi hatırlıyorum” şeklinde cevap vermiş.
Suçlunun vicdanını yoklamaya çalışan yargıç şöyle demiş:
... -“Mahkum edilmek üzereyken ve şu anda mükemmel bir insan olan babanı düşünürken, onun hakkında net olarak ne hatırladığını anlatır mısın?“
Bir sessizlik olmuş. Daha sonra yargıç beklenmeyen bir cevap almış;
-“Öğüt almak için yanına gittiğimde, yazdığı kitaptan başını kaldırarak bana baktığını ve “Çek git başımdan; çok meşgulüm !” dediğini hatırlıyorum. Ona arkadaşlık etmek için yaklaştığımda bana dönerek “Çek git başımda oğul; bu kitabı bitirmeliyim !” derdi. Sayın yargıcım siz onu büyük bir yazar olarak hatırlarsınız fakat ben onu kaybedilmiş bir arkadaş olarak hatırlıyorum”

Yargıç kendi kendine söylenmiş;
-“Yazık ! Kitabı bitirdi ama oğlunu kaybetti ! ”

Siz ister çocuğunuza çok zaman ayırmak arzusunda olun, ister olmayın, çocuk her şeyin farkındadır. Ne onu oyuncağa boğmak, ne bol öpücükle karşılamak, ne eğitim konusunda ona üstün olanaklar hazırlamak, ne de sosyal açıdan her türlü avantajı sağlamak onunla birlikte sevgi ile bütünleşerek geçirilen zamanın yerini doldurabilir. Çocuk onunla geçireceğiniz zamana bakarak, onu sevip sevmediğinizi bilecektir. Bu nedenle anne-babalar, çocuklarına olan sevgilerini onlara zamanlarını vermekle göstermelidirler

22 Mart 2014 Cumartesi

Yavaş yavaş ölürler






Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile
girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına
çıkmamış olanlar

Yavaş Yavaş Ölürler/Pablo Neruda

11 Mart 2014 Salı

...



Yapmayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme....
rüzgarın yönünü değiştiremiyorsan, yelkenlerini rüzgara göre ayarla..
çünkü insanlar fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenirler...

9 Mart 2014 Pazar

Bu Üç Şeyi, İhtiyacınız Olduğunda Parayla Satın Alamazsınız:

"Bu Üç Şeyi, İhtiyacınız Olduğunda Parayla Satın Alamazsınız:

-İnsanlık,
-Sağlık,
-Mutluluk.
Bu Yüzden Onları Bulduğunuzda,
''Sımsıkı Sarılın!"

1 Temmuz 2012 Pazar

OLUMLAMA CÜMLELERİ

Söz büyüdür. Bu nedenle kullandığınız her sözcüğün niyetinizle, varmak istediğiniz noktayla ilgili olmasına özen gösterin. Ağzımızdan çıkan en küçük bir söz bile tüm vücudumuza, tüm evrene yaydığımız bir emirdir. Dolayısıyla odaklandığımız düşünceler ve sıkça ağzımızdan çıkan sözler bir süre sonra bizim gerçekliğimiz olmaya başlar.
Bugüne kadar kim bilir size neler söylendi? Sadece öyle söylendi diye hiç denemeden, farkında bile olmadan kabul ettiğiniz kim bilir neler var? Ancak bunların artık önemi yok. Önemli olan nasıl bir "siz" yaratmak istediğiniz. Hayal ettiğiniz yeni sizi yaratırken, kelimelerin, hedefinize uygun olumlama cümlelerinin gücünü unutmayın. Bu cümleleri boş kaldığınızda, araba kullanırken, uykuya dalmadan önce, sabah kalkar kalkmaz aynaya bakarak sık sık yüksek sesle tekrar edin. Ödev verilmiş bir ilkokul çocuğu gibi sayfalar dolusu yazın. Yazı evrenle yaptığınız bir sözleşmedir.
Sitedeki olumlama cümleleri her gün artacağından, her seferinde karşınıza yepyeni cümleler gelecek. Bu cümlelerden faydalanabilirsiniz. Ancak kendi olumlama cümlelerinizi yazmak isterseniz dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var:
1. Olumlama cümleniz olumlu olsun!

Yani Hasta olmak istemiyorum yerine Sağlıklıyım gibi tamamen olumlu kelimelerden seçilmiş kalıplar kullanın.
2. İstiyorum ifadesinden kaçının.

 Mutlu bir hayat istiyorum demek yerine Mutlu bir hayata sahibim deyin. Evren onaylayandır. İstiyorum dedikçe istemekle kalırsınız. Sahibim dediğinizde tüm hücreleriniz o andan itibaren mutlu bir hayata sahip olduğu komutunu alır ve size bunu yaşatmaya başlar.

3. Cümleler hedefinizi net içersin.

Zayıflıyorum gibi sonunun nereye gittiği belli olmayan cümleler kullanmayın. Eğer muhakkak zayıflamakla ilgili bir cümle kurmak istiyorsanız, varmak istediğiniz hedef kiloyu da içine koyarak 55 kilodayım, hatta 55 kiloda olduğum için şükürler olsun deyin.

4. Belirsiz ifadelerden kaçının.

Kurduğunuz cümle herkes tarafından anlaşılabilecek basitlikte olsun.

5. Cümlelerinizi gelecek zaman yerine şimdiki zaman veya geniş zaman kipinde kurun.

Çok mutlu olacağım demek yerine Çok mutluyum deyin. Gelecek zaman kipi yaşamak istediğiniz durumu her zaman daha ileri bir zamana öteler. Böylece hiçbir zaman o durumun içinde olamazsınız.

6. Olumlamalarınız başka insanlar hakkında değil kendiniz hakkında olsun. Bana saygı göstersin demek yerine, saygı görmeyi hak ediyorum deyin.

7. Cümlelerinizi yumuşatabilirsiniz.

Kendimi olduğum gibi kabul ediyorum şeklinde ilk başta ikna olmakta zorluk çektiğiniz cümleleri kendimi olduğum gibi kabul etmeye niyet ediyorum/ hazırım/ başlıyorum, kendimi olduğum gibi kabul etmeyi öğreniyorum şeklinde yumuşatın. Zamanla bu cümleleri kabul ediyorum şeklinde değiştirirsiniz.
Japon Dr. Masaru Emoto suyun, söylenen sözlere, hissedilen duygulara, gösterilen görüntülere ve dinletilen müziğe göre nasıl bir değişim gösterdiğini birbirinden muhteşem su kristali fotoğraflarıyla gözler önüne seriyor. Vücudumuzun 4'te 3'ünün su olduğunu düşünürseniz, ağzınızdan çıkan her sözle önce kendinize sonra çevrenize neler yaptığınızı daha iyi anlayabilirsiniz.
Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız mutlaka kullandığınız cümleleri de değiştirin ve olumlama cümlelerini bol bol kullanarak ruh halinizi daha olumluya çekin.
8.Olumsuz cümleleri şimdiki zaman kipinde değil, geçmiş zaman kipinde söyleyin: İlişkilerim kısa sürüyor yerine Bugüne kadar ilişkilerim hep kısa sürdü deyin. Böylece kendinizi bütün yeni ihtimallere açarsınız.
9.Olumlama cümlelerini kullanırken, aynı zamanda harekete de geçin: Artık her gün "zenginim" diyorum, yakında zengin olurum. Bu yanılgıya düşmeyin. Sadece zihininizi yeniden programlamanız yetmez. Hedeflediğiniz duruma doğru adım da atmalısınız. Bir aksiyon planı oluşturmalı ve harekete geçmelisiniz. Bu süreçte bir yaşam koçundan da destek alabilirsiniz.
Alıntıdır.

30 Haziran 2012 Cumartesi

Siz hiçbir sarrafın bağırdığını duydunuz mu?



Siz hiçbir sarrafın bağırdığını duydunuz mu?

Kıymetli malı olanlar bağırmaz. Domatesçi biberci bağırır da kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz.
İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir.

Popçular folkçular boğazlarını patlatana kadar bağırıp duruyor.

Ama. Dede Efendi'yi okuyanlar bağırmıyor.

İnsanın kazandığı paradan değil paranın kazandığı insandan korkulur.

Necip Fazıl Kısakürek

22 Mart 2012 Perşembe

Mahir İz Hoca



Mahir İz Hocaya sormuşlar:
-Keskin bir hafızaya nasıl sahip olunur?
-Evladım biz Osmanlı mektebine gittik.Bize ilk gün *;Yolda nasıl yürünür*; bunun kaidesini öğrettiler.Göz ayağın ucunda olacak yürürken.
Gözümüz hep ayağımızın ucundaydı.Hep önümüze bakardık.
Sizler boyuna etrafınıza bakıyorsunuz.
... ... Ona bak, şuna bak.Sizde hafıza olmaz.
Günahı göz işler de belasını gönül çeker.
Gözler bakar, gönül rahatsız olur ve hafıza zayıflar



MAHİR İZ VE TASAVVUF
MAHİR İZ VE TASAVVUF


Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ
(Tasavvuf Akademisyenleri toplantısında sunulan tebliğ metni, 6 Haziran 2009, Marmara Ü. İlâhiyat Fakültesi / İstanbul)

MAHİR İz 1895 İstanbul doğumlu. Babası ilmiye sınıfından Seyyid İsmail Abdülhalim Efendi. Medine ve Ankara kadılıkları yaptı. Annesi de kadı ve şeyhülislâm yetiştirmiş bir aileden.
Tahsilini Babasının görev icabı bulunduğu yerlerde yaptı. Midilli'de başladı, Balıkesir İdadisi ilk kısmında devam etti. Burada babasının yanında getirdiği Bosnalı müderris Mahmud Naci Efendi'den özel eğitim gördü. Medine'de Arapçasını ilerletti ve Rüşdiye'yi tamamladı.
İstanbul'a döndüler. İki yıl Vefa İdadisi'nde okudu. Ankara'ya tayin olunca orada Sultani'den mezun oldu. (1916) (İdadi-Sultani: Lise)
Aynı okulun ilk kısmında Türkçe muallimliğine tayin edildi. Böylece 59 yıl sürecek öğretmenlik hayatı başladı.
Milli mücadele. M. Akif Ankara'ya gelir, onunla birlikte Farsça ve Fransızca metinler okuyup bu dilleri geliştirdi.
TBMM'de dört yıl zabıt kâtipliği yaptı. Bu sırada Ferit Kam'dan istifade etti. 1924'te Sultan Selim'deki İstanbul İmam Hatip Mektebi tarih hocalığına tayin olundu.
Üniversite Tahsili: Eczacılık, Kimya ve Hukuk Fakültelerine birer süre devam etti. Sonunda Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi.
Bu arada Kadıköy Orta Mektebi, Fransız Saint Jan Darc Okulu, Halıcıoğlu ve Kuleli Askeri Lisesi, Üsküdar Paşa Kapısı ve Davut Paşa Orta Mektebi'nde hocalık yaptı. Edremit Orta Okulu müdürlüğü ve (1933) Nişantaşı Orta Mektebi müdürlüğünde bulundu.
Haydarpaşa Lisesi Edebiyat öğretmenliği, İstanbul İmam Hatip müdürlüğü derken, Çamlıca Kız Lisesi Edebiyat öğretmenliğinden 1960'ta, 65 yaşında yaş haddinden emekli oldu.
İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü İslâmi Edebiyat hocalığı, ardından Tasavvuf Tarihi hocalığı yaptı. (1960-70) Özel Fatih Koleji kurucu müdürlüğünü ifa etti. (1965-68).
9 temmuz 1974'te vefat etti, Sahra-yı Cedit mezarlığına defnedildi.
*
Mahir İz iyi bir öğretmen ve sohbet adamıdır. Bir çok sosyal faaliyetlere katılır. Bunlar milli dini vakıflar, cemiyetlerde kuruculuk, üyelik, başkanlık görevleridir.
Eserleri: 1- Tasavvuf. 2- Din ve Cemiyet. 3- Yılların İzi.

12 Mart 2012 Pazartesi

MUTLULUK





Yaşarım mutlu olurum, yaşarım mutlu ederim,
Tabiki mutsuzda olurum ama yaşadığım sürece
Umutsuz, şükürsüz olmam.
Aldatmaya çalışanlar aldanırlar,
Güvenim kaybedilir hep ama ben hep kazanırım.


-Şems-i Tebrizi

10 Mart 2012 Cumartesi

ALTIN KURALLAR



1-Ucuz araba kullan ama, alabileceğin en güzel evi al.

2-Her zaman ve her ortamda anlatabileceğin üç fıkra öğren.

3-Sevinçlerini sakın erteleme.

4-Eşini çok iyi seç. Çünkü bu seçim mutluluğunun veya bedbahtlığını %90’ını oluşturur.

5-Hergün 30 dakika yürüyüş yap.

6-Her yemekten sonra şükret.

7-Bir arkadaşına sırrını açıklamadan önce iki kere düşün.

8-maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme.

9-Kaybedecek şeyi olmayan insanlardan kork.

10-Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.

11-Çocukların, gelenek sözcüğünü duyduklarında seni hatırlayacak şekilde yaşa.

12-Dinine ait kitabı tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı.

13-Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.

14-Hergün 6 bardak su içmeyi unutma..

15-seni seven insanları koru..

16-Zor da olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene. Bu tatildeki anılar, hayatındaki en değerli anılardan biri olacak.

17-Kendine yapılmasını istemediğin hiçbirşeyi başkalarına yapma.

18-Başarıya, iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zamanı değerlendir.

19-İyi ve başarılı bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma:
a) Doğru insanı bulmak
b) Doğru insan olmak.

20-Ebeveynlerini, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.

21-Evliliğini güzelleştirmek için hergün bir şeyler yap.

22-iyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme.

SON SÖZ..

Hayatınızdaki kötü olayları düşünerek vakit kaybetmeyin; Yoksa güzellikleri görmekte gecikebilirsiniz….”

6 Mart 2012 Salı

HANGİSİ FARKLI


Aşağıda beş şekil verilmiştir.Diğerlerinden farklı olan şekli bulunuz..











Aşağıdaki cevabı okumadan önce lütfen şekillere bakıp düşünün.






“B seçeneğini şeçtiyseniz tebrikler! Dorğu cevabı buldunuz.

Düz kenarı olan tek şekil B seçeneği.

Bazılarınız C seçeneğini seçmiş olabilir.

Çünkü diğerleri arasında asimetrik olan bir tek o.

C de doğru cevap.

Benzer bir durum A seçeneği için de geçerli:

Köşesi olmayan bir tek o var. Bu yüzden A da doğru.

D peki? hem düz bir kenara hem de eğimli bir kenara sahip sadece D seçeneği var. Öyleyse D seçeneği de doğru.

Peki ya E?

Diğerleri arasında öklidçi olmayan bir üçgenin öklid bir alandaki izdüşümü olan şekil E seçeneği.

O da doğru cevap bu durumda.

Bu tür bir alıştırmayı okulda göremezsiniz.

Eğitim sistemimiz insanlara neyin doğru cevap olduğunu öğretmek üzere kurulmuştur.

Bir tek doğru cevap olduğu yaklaşımı, düşüncelerimizin en derinlerine kadar nüfuz etmiştir.

Sorun hayatın büyük bir bölümünün böyle olmadığı gerçeğidir.

Hayatımız belirsizliklerle dolu ve aradığımıza bağlı olarak birden fazla doğru cevap var.

Ancak sadece tek bir dorğu cevap olduğunu düşünürseniz bir tane bulduğunuz anda aramayı bırakırsınız.”

-Roger von Oech (Beyninizi Kamçılayın kitabından)


Çoktan seçmeli soru yağmuru altında ıslanmış körpe beyinler, sadece tek bir doğru cevap arayışı içerisinde yaratıcılıklarını yitiriyorlar.

Farklı perspektiflerle düşünme yeteneğimiz, daha biz küçükken öğretmenlerimiz tarafından acımasızca gasp ediliyor.

Oysa, perspektifimizi değiştirip bilgimizle oynayarak olağanı olan dışına çevirebiliriz.

Albert Szent-György nin dediği gibi; “Buluş dediğimiz şey herkesle aynı yere bakıp farklı bir şeyler düşünebilmektir.”


Alıntı

12 Şubat 2012 Pazar

DAHA İYİ BİR YAŞAM İÇİN...






SAĞLIK 1. Çok su için.

2. Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam yemeğini de dilenci gibi yiyin.

3. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok ve fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin.



4. 3 E ile yaşayın -- Energy, Enthusiasm, and Empathy (enerji,heyecan ve duygu paylaşımı).

5. Meditasyon, yoga ve dua yapacak zaman yaratın.

6. Daha çok oyun oynayın.

7. 2011'de okuduğunuzdan daha fazla kitap okuyun .

8. Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.

9. 7 saat uyuyun.

10. Hergün 10-30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken gülümseyin.

KİŞİLİK

11. Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın. Onların seyahatinin ne hakkında olduğuna dair hiçbir fikrin yok.

12. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere veya şeylere sahip olmayın.

Bunun yerine enerjinizi olumlu şekilde şu an için harcayın.

13. Kendinizi fazla abartmayın; sınırlarınızı bilin.

14. Kendinizi çok da ciddiye almayın; kimse yapmıyor.

15. Kıymetli enerjini gevezelikle, dedikoduyla boşa harcama.

16. Uyanık iken daha fazla hayal kurun.

17. Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır.

İhtiyacınız olan herşeye zaten sahipsiniz.

18. Geçmiş meseleleri unutun. Partnerinizin geçmiş hatalarını hatırlatmayın. Bu durum

mevcut mutluluğunuzu bozar.

19. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için

çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin.

20. Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı bozmasın.

21. Senden başka hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu değildir.

22. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada olduğumuzu unutmayın. Problemler, cebir dersi

gibi gelip giden, ancak aldığımız derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının bir parçasıdır.

23. Daha fazla gülümseyin ve gülün.

24. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmamak için anlaşın.














SOSYAL YAŞANTI:

25. Ailenizi sık arayın.

26. Her gün diğerlerine iyi bir şey verin.

27. Herkesi herşey için affedin.

28. 70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle vakit geçirin.

29. Hergün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız en az 1 kişiye "GÜNAYDIN" deyin.

30. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez.

31. Hasta olduğun zaman işin sana bakmamalı. Arkadaşların bakmalı. Onlarla temasta olun.














HAYAT

32. Doğru şeyi yapın!

33. Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan herşeyden uzak durun.

34. TANRI herşeyi iyileştirir.

35. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir.

36. Nasıl hissettiğinizin önemi yok, haydi kalkın, giyinin ve ortaya çıkın.

37. En iyisine henüz sıra gelmedi.

38. Sabah canlı olarak uyandığınız zaman, bunun için TANRI'ya şükredin.




39. Maneviyatınız daima mutludur.

 Öyleyse mutlu olun